Mahir Ünal, Kanal 7'de yayımlanan Başkent Kulusi programında yaptığı açıklamalarda "Türkiye'nin kendi çevresinde oluşturulmak istenen bir çember vardı. Mısır'daki darbe ile başlayan bir yalnızlaştırma çabası vardı. Türkiye'deki tehditler öyle bir noktaya gelmişti ki adeta bizim ayağımızı denize sokacak alan bırakmayacaklardı yaptıkları hamlelerle." ifadelerini kullandı.
CHP'nin Katar çığırtkanlığı ile ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Ünal, "Katar, Türkiye'yi kuşatanların eksenine girseydi CHP'nin Katar ile bir sorunu olmazdı. Tıpkı Yunanistan, Suudi Arabistan, BAE ile bir sorunları olmadığı gibi." dedi.
Mahir Ünal'ın "Başkent Kulusi" programında yaptığı açıklamalardan satır başları şu şekilde;
REFORM ÇALIŞMALARI
Aslında yeni bir süreçten ziyade AK Parti'nin reformcu kimliğine bakmak lazım. 2002'den bugüne baktığımızda hangi krizleri aştığını hangi saldırıları atlattığını ve bunları reformcu kimliği ile gerçekleştirdiğini net bir şekilde görebiliriz.
Fransa'da yaşananlar iç savaş görüntüsü oluşturmuş durumda. İtalya'ya baktığımızda ABD'deki olaylara baktığımızda aslında küresel bir kaostan geçtiğimizi görüyoruz ve pandemi bunu tetikledi. Bu dünyadaki gelişmelere karşı Türkiye yeni bir pozisyon alıyor ve bu ilk kez yaptığımız bir şey değil.
BİDEN DÖNEMİ
Muhalefetin Biden dönemine dönük nasıl heyecan taşıdığını umutlar taşıdığını taşıdığını görebiliyoruz. Bu şu anlama gelmiyor muhalefet çok umutlandı ya Biden seçim sürecinde Ocak ayında yaptığı açıklama "Türkiye'de muhalefet ile birlikte şu şu işleri yapacağız" açıklamaları muhalefeti umutlandırsa da mevcut jeopolitiği kullanarak hareket ediyoruz. AK Parti son derece rasyonel bir şekilde olayları değerlendirir.
Artık eksen temelli değil ülkelerin daha çok bir kaosu yönetmek temelli bir stretejisi olduğunu görüyoruz. Afganistan'dan Libya'ya kadar baktığımızda bölgede oluşan kaosun neyi oluşturduğuna baktığımızda da aslında küresel güçlerin kaostan beslendiğini görüyorsunuz.
"AYAĞIMIZI DENİZE SOKACAK ALAN BIRAKMAYACAKLARDI"
Fransa, Azerbaycan'da Paşinyan'ı önden sunduktan sonra bir şey yapabildi mi? Buradan şuna bakmak lazım Türkiye'nin manevralarını geri çekilmek olarak değil haklarını korumaya yönelik manevralar olarak görmek gerekiyor.
Türkiye bölgesindeki tüm riskleri bertaraf eti. Türkiye'nin kendi çevresinde oluşturulmak istenen bir çember vardı. Mısır'daki darbe ile başlayan bir yalnızlaştırma çabası vardı. Türkiye'deki tehditler öyle bir noktaya gelmişti ki adeta bizim ayağımızı denize sokacak alan bırakmayacaklardı yaptıkları hamlelerle. Dolayısıyla Türkiye'nin karşısında ciddi riskler, tehditler vardı. Türkiye bu tehditleri büyük oranda bertaraf etti.
CHP MİLLETVEKİLİ ALİ MAHİR BAŞARIR'IN 'KAHRAMAN TÜRK ORDUSU' HAKKINDA SKANDAL SÖZLERİ
Bu sadece bir milletvekilinin ifade ettiği bir şey değil. Bu CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesinin 10 yıldan beri yürüttükleri sistematik kutuplaştırma şeklinde hareket ediyor. Bu sistematik olarak 2010 yılında ele geçirilmesi ile beraber daha sonra MHP'yi de ele geçirmek istediler. Kılıçdaroğlu'nun göreve gelmesiyle birlikte Türkiye hiç görmediği bir şeyi gördü. Bir yemin krizi yaşadı TBMM. Kılıçdaroğlu TBMM'yi ve kurumları gayri meşru ilan etti. Bu ilk eylemiydi. Sonra anayasayı sonra referandumu, yargıyı, devletin emniyet mensuplarını, gazetecileri, sanatçıları, öğretmenleri. Bu ifadeler rast gele kullanılan ifadeler değil.
CHP'Lİ İSİMDEN DİKKAT ÇEKEN İTİRAF: MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE GELDİ
CHP'nin içine baktığınızda ve gerçekten ulusalcı 2010 öncesi CHP'nin refleksleri ile düşünen bir eski CHP'li arkadaş geçen gün ilginç bir şey söyledi, "CHP'deki mezhepçilik artık milli güvenlik sorunu haline geldi" dedi.
CHP'NİN KATAR ÇIĞIRTKANLIĞI
Bütün ülkeler yatırımcı çekmeye çalışıyor. Biz de doğal olarak ülkemize yatırımcı çekmeye çalışıyoruz. CHP de buna engel olmak için Türkiye'yi her yerde şikayet ediyor.
Katar, Türkiye'yi kuşatanların eksenine girseydi CHP'nin Katar ile bir sorunu olmazdı. Tıpkı Yunanistan, Suudi Arabistan, BAE ile bir sorunları olmadığı gibi. Dikkat edin Türkiye düşmanları ile hiçbir sorunları yok. Asla bunlara karşı bir şey onlardan duyamazsınız.
Mesela bunların televizyonları, trolleri var. Bunlara deniyor ki "bu hafta beş maske bile dağıtamadılar" bir hafta boyunca kulaklarını tıkıyorlar ve bunu konuşuyorlar. Sonra diyorlarki "bu hafta Türkiye'yi Katar'a sattıları" konuşacağız. Kora halinde bunu yapıyorlar.
"İstinye Park satıldı" diyorlar. Bunu devlet mi sattı. Bunların etkin sanatçıları da var ama bunların Hatay'daki teröristlerin çıkardığı yangınla ilgili hiçbir açıklaması olmaz.
2015'te Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Borsa İstanbul'un yüzde 10'unu satın aldı. 2019'da çekildi. Peki bunlarla ilgili CHP'nin tek bir kelime ettiğini gördünüz mü? ABD'ye satıldı oraya satıldı diye. Şimdi peki Katar neyi satın aldı? Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın vazgeçtiği o yüzde 10'u karşılıklı görüşmelerle satın aldı. Kötü mü etti? İyi etti. CHP'nin istediği şey şu; Türkiye'nin ekonomisi çöksün Türkiye nefes alamasın Türkiye'ye yabancı yatırımcı gelmesin. Türkiye bu kuşatılmışlığını içeride de siyasi anlamda CHP ve dostları desteklesin. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 18 yıldan beri başaramadılar bundan sonra da bunu başarmayacaklar.
KILIÇDAROĞLU'NA SERT TEPKİ
Salgınla ilgili en büyük çözümü kahvelerde yeni deste açmaktı. Bu zihniyete neyi teslim edebilirsin. Bunların iktidara gelmek gibi bir derdi yok. Bunların amacı kutuplaştırmak. Böyle bir akılla böyle bir yapıyla sonuna kadar kutuplaşmak gerekir. Sonuna kadar karşısında durup bunlara sonuna kadar haddini bildirmek gerekir. Bunlar ekmeğimize zehir doğrayan çıyanlar.
FRANSA'DAKİ 'KARABAĞ' SKANDALI
Macron iki gün önce çıkıp diyor ki Karabağ Azerbaycan'ındır. İki gün sonra Fransa Parlamentosu Ermenistan'ın bile tanımadığı bir karar alıyor. Bu nedir karşımızda makul akıllı geçmiş de olduğu gibi bir Fransa yok karşımızda.
