“30 yaşından sonra 3 yılda bir önerilir”
Smear testinin tüm dünyada kanserin saptanması için kullanılan yaygın bir tarama testi olduğunu ifade eden Poyraz, “Smear testi jinekolojik muayenenin bir parçasıdır ve rutin jinekolojik muayene sırasında ağrısız ve basit bir şekilde yapılabilmektedir. İşlem öncesi hastanın 48 saatlik süreçte cinsel birliktelik yaşamaması gerekmektedir. Adet kanaması bittikten sonraki dönem smear testi için en uygun zamandır. Semptomdan yani hastanın herhangi bir şikayeti olup olmamasından bağımsız ilk cinsel ilişkiden 3 yıl sonra servikal smear değerlendirmesine başlanması uygun bir yaklaşımdır. Dünyada birçok gelişmiş ülkede smear taraması 21 yaşında başlar ve 30 yaşına kadar 2 yılda bir, 30 yaşından sonra 3 yılda bir önerilir. Ülkemizde ise ulusal kanser tarama standartlarına göre; 30-65 yaş grubundaki her kadın 5 yılda bir Human Papilloma Virüs (HPV) ve Pap Smear testi ile taranmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Erken teşhis hayat kurtarıyor”
Test sonucunun pozitif gelmiş olmasının kişinin kanser olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Poyraz, “Anormal sonuçların büyük bir kısmı HPV virüs enfeksiyonuna bağlı gelişen değişikliklerdir. Rahim ağzı kanseri ve HPV ilişkisi net bir şekilde bilinmekle birlikte birçok HPV enfeksiyonu hiçbir sorun oluşturmadan 2 yıl içerisinde kendiliğinden gerilemektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; smear sonucu pozitif yani ASCUS, ASC-H, LGSIL, HGSIL veya AGC şeklinde raporlandığında bu sonuçların kanser olmadığının, ancak daha ileri değerlendirme ve tetkik gerektirdiğinin bilinmesidir. Rahim ağzı kanserine karşı, smear taraması erken tanı ve tedavide çok önemlidir. Muayene ve tarama testlerinizi ihmal etmeyiniz. Çünkü, erken teşhis hayat kurtarır” diye konuştu.