Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde bulunan Mehmet Ali Eruslu İlkokulunda görevli sınıf öğretmeni Mustafa Güler, eşi korona virüse yakalanmasına rağmen uzaktan eğitime ara vermedi. Normal şartlara göre 14 günlük rapor alma hakkı bulunan Güler, rapor almayıp bir yandan eşiyle, diğer yandan öğrencileriyle ilgilenmeye devam ediyor. Karantina sürecinde bile dersleri hiç aksatmayan Güler, "Hatta benim kendi korona virüs testim de pozitif çıksaydı ben bir şekilde ders vermeye devam ederdim” şeklinde konuştu.
Güler’in bu çabası ve hareketini takdir eden veli Abdullah Yuvanç, diğer 2 kızını özel okulda okuttuğunu belirterek, Güler’in gösterdiği çabayı özel okulda görmediğini ifade etti.
“Çok zor şartlar altında okudum”
Öğretmenliğin hayali olmadığını ancak öğretmen olduktan sonra iyi bir öğretmen olmayı hedeflediğini anlatan Güler, 1986 ile 1994 yılları arasında çok zor ekonomik koşullar altında okuduğunu paylaştı. O zamanlar 2 kardeşiyle birlikte Gaziantep’e geldiklerini belirten Güler, “O zaman babamın durumu olmadığı için bir odalı bir evde 3 kişi kaldık. O evde zor şartlar altında öğrenimimizi tamamladık. Hem okuyup hem çalıştım. O zaman Antep’te pastane, lokanta gibi işyerlerinde çalıştım. Bu zor şartlar altındaki çalışmam ileriki yıllarda öğretmen olunca beni daha azimli daha fedakar yaptı. Uzaktan eğitim zorlu bir süreç. Uzaktan eğitimde 30 öğrenciyi ekran başında tutmak baya zor. Onları ekrana odaklamak dikkatlerini sağlamak zor oluyor. Ama bu salgın sürecinde bunu başarmaya mecburuz. Bu süreci öğrencilerin eğitiminin hasar görmeden bitirmeliyiz. Burada öğretmene çok büyük bir yükümlülük düşüyor. Bizde bunu karşılamaya çalışıyoruz” dedi.
“Ekiplerin rapor yazmasını kabul etmedim”
Eşimin korona virüs testi pozitif çıktıktan sonra da eğitime devam ettiğini sözlerine ekleyen Güler, “Hatta bizim eve gelen filyasyon ekipleri benim için 14 günlük rapor yazabileceklerini bu süreçte uzaktan ders verme zorunluluğumun olmadığını söylediler ancak ben yine kabul etmedim. Hatta benim kendi korona virüs testim de pozitif çıksaydı ben bir şekilde ders vermeye devam ederdim. Çünkü öğrenciler zaten salgından dolayı okuldan uzaklar ama ne olursa olsun her şartta eğitimden uzak kalmamaları gerekiyor. Karantina sürecinde velilerim ve ablam bize çok destek oldular. Veliler her gün yapıp getirdi. Ben bir baba olarak çocuğumun nasıl eğitim görmesini istiyorsam ben de aynen o şekilde eğitim veriyorum” ifadelerini kullandı.
“Mustafa hoca biz çok etkiledi, keşke diğer 2 kızımda devlette okusaydı”
Diğer 2 kızını özel okulda okuttuğunu söyleyen veli Abdullah Yuvanç ise “Mesela bugün Cumartesi olmasına rağmen eğitime devam ediyor. Benim kızım ondan hiç beklemediğim şekilde başarı sağladı. Mustafa hoca da geçmişte herhalde çok zorluk çekmesinden dolayı eğitime gönül vermiş. Yani sınıftaymış gibi hareket ediyor. Bire bir eğitim gibi ders veriyor. En azından böylelikle salgını atlatmış olacağız. Biz bu sene kızımızı okula gönderip göndermeme konusunda kararsız kalmıştık. Ama iyi ki göndermişiz. Mustafa hoca bizi çok etkiledi. Eşi pozitif çıktıktan sonra kendisi hastaneye test yaptırmaya gitmek için bile bizden izin aldı. Çok şaşırdım. Şuanda da eşi bir odada kendisi bir oda da karantina sürecindeler ama bu süreçte bile tek bir dersi aksatmadı. Hem eşiyle ilgileniyor hem de öğrencileriyle. Öğrencilere bire bir özel ders veriyor. Keşke diğer kızlarım da Mustafa hoca gibi bir öğretmenin elinde yetişseydi” ifadelerini kullandı.
Güler’in öğrencisi Başak Nehir Yuvanç da Mustafa hocayı diğer öğretmenlerinden daha çok sevdiğini dile getirdi.
